Sayfalar

21 Eylül 2013 Cumartesi

Fatih Sultan Mehmed'in çevre ve insan vakfiyesi

Fatih Sultan Mehmed'in çevre ve insan vakfiyesi
Fatih Sultan Mehmed'in çevre ve insan vakfiyesi


"Ben ki İstanbul Fâtihi Abdüâciz Fâtih Sultan Mehmet bizatihi alınterimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul'un Taşlık mevkiinde kâin ve malûm-ul hudut olan (136) bap dükkânımı aşağıdaki şartlar muvacehesinde vakf-ı sahîh eylerim. Şöyle ki: Bu gayr-i menkulâtımdan elde olunacak nemalarla, İstanbul'un her sokağına ikişer kişi tâyîn eyledim. Bunlar ki ellerindeki bir kap içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu hâlde günün belirli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklara tükürenlerin, tükrükleri üzerine bu tozu dökeler ki, yevmiye (20) şer akçe alsınlar. Ayrıca (10) cerrah (10) tabîb ve (3) de yara sarıcı tâyîn ve nasp eyledim. Bunlar ki ayın belli günlerinde İstanbul'a çıkalar bilaistisna her kapıyı vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar var ise şifası orada mümkün ise şifâyâb edeler. Değil ise kendilerinden hiç bir karşılık beklemeksizin Darülacezeye kaldırarak orada salah bulduralar.

Fatih'in karadan yürüttüğü gemilerin belgesi bulundu

fetih istanbul
fetih istanbul
,


Harita mühendisi emekli Tümgeneral Cevat Ülkekul'un Topkapı Sarayı'ndaki arşivlerde bulunan haritalarda yaptığı çalışmalar sonucu, İstanbul'un fethi sırasında Haliç'e indirilen gemilere ilişkin belgeler ilk defa ortaya çıktı 


Fatih'in karadan yürüttüğü gemilerin belgesi bulundu
İstanbul  Kültür AŞ’nin yayınladığı "1453" dergisinde, Ülkekul imzalı "Fatih Sultan Mehmed’in Donanma Gemilerini Karadan Denize İndirmesi Üzerine bir Araştırma" başlıklı makalede, bu bilginin gerçekliğini kanıtlamak için yapmış olduğu teknik çalışmalar detaylı bir şekilde anlatılıyor.

Makalede, İstanbul’un kuşatılması sırasında Fatih Sultan Mehmed’in donanma gemilerini karadan yürüterek Haliç’e indirmesi, kuşatmanın ve tarihinin en ilginç olaylarından biri olarak tanımlanıyor. Olayın Türk gemilerinin karadan yürütülmelerinin ilk değil, ikinci harekat olduğu belirtilen makalede, her ne kadar Fatih Sultan Mehmet’in yaptığı savaş stratejisiyle, arazi durumu ve gemi sayısıyla mukayese edildiğinde oldukça küçük çapta bir harekat olarak değerlendirilebilirse de, Gazi Umur Reis’in Türklerde gemileri karadan yürüten ilk komutan olduğu kaydedildi.

Gemilerin karadan yürütülmesinin Fatih Sultan Mehmet’ten sonra da sürdürüldüğü ve küçük çapta benzer bir harekatın 1565 yılındaki Malta kuşatması sırasında da sandallarla da yapıldığı bildirilen makalede, daha önce yapılan tüm girişimlere rağmen, Fatih’in gemilerini karadan yürütüp denize indirmesi harekatının, arazi yapısı, savaş durumu ve gemilerin yapısı ve büyüklüğü dikkate alındığında günümüzde bile bugüne kadar yapılmış en cüretkar ve dahiyane bir hareket olarak değerlendiriliyor.

Fatih'in karadan yürüttüğü gemilerin belgesi bulundu

-Gemiler denize nasıl indirildi?-

Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un fehtindeki manevi yardımlar

Fatih Sultan Mehmet
Fatih Sultan Mehmet

Fâtih ve fetihteki mânevî yardımlar

İstanbul’un fethiyle ilgili şu mûcize haber Müslüman idarecileri 9 asır boyunca heyecanlandırdı:

“Kostantîniyye (İstanbul) elbette fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir, onun askerleri ne güzel askerdir.”

Osman Bey de bu heyecanı yaşayanlardan idiyse de bu kutlu fethin kendisine nasip olmayacağını anlayınca oğlu Orhan Gazi’ye şu vasiyette bulunuyordu:

“Osman-Ertuğrul oğlusun 
Oğuz-Karahan neslisin 
Hakk’ın bir kemter kulusun 
İstanbul’u aç gülzâr yap.” 

Ne var ki, fetih Orhan Gazi’ye de nasip olmamış, Birinci Murad, Yıldırım Bâyezid, Çelebi Mehmed derken İkinci Murad Han zamanı gelmişti.

Sultan Murad, Peygamberimiz’in övgüsüne nâil olacak emirin kendisi olup olmayacağını düşünüyor, bunun heyecanını yaşıyordu. Bir gün, Edirne sarayında zamanın mâneviyat büyüklerinden Hacı Bayram Velî Hazretleri’yle sohbet sırasında düşüncesini bu mâneviyat büyüğüne açar:

“Efendi hazretleri! Kostantîniyye’nin fethi bize müyesser olacak mı?” 

Hacı Bayram Veli Hazretleri cevap verir:

“Hayır sultanım! Kostantîniyye’nin fethi, bizim köse ile şu beşikte yatan şehzâdeye nasip olacak.”

Büyük Veli’nin köse dediği zat Akşemseddin Hazretleri’dir.

Sultan Murad’ın küçükken verdiği şu öğütler, saygılı oğul Fâtih’in zihninden hiç çıkmamıştır:

“Oğul! Üç türlü insan vardır. 

Bir: Aklı ve fikri yerinde, geleceği az çok gören ve düşünen ve hiçbir olumsuzluğu olmayan kimseler. 


İki: Eğri ile doğruyu bilmekten uzak olanlar. Bunlar bu duruma kendi istekleri ile değil, çevrenin etkisi ile düşmüşlerdir. Nasihat dinler söz kabul eder, duyup işittiklerine uyarak yaşarlar.

Üç: Ne kendileri bir şeyden haberdardırlar, ne de ikaz ve nasihatlara kulak asarlar. Sadece kendi istek ve arzularına uyar ve her şeyi bildiklerini sanırlar. En tehlikeli ve âdî kimseler bunlardır.

Ey Oğlu! Yüce Allah, eğer seni ilk saydığım özellikteki kişiler arasında yaratmışsa, sevinirim. İlkinden değil de ikinciler gibi isen yapılan nasihatlere kulak vermeni tavsiye ederim. Sakın üçüncü gruptan olmayasın ki onlar Allah’a ve insanlara karşı iyi bir durumda değildirler. 


Hükümdarlar, elinde terazi taşıyan kimseye benzerler. Sana, hükümdar olunca teraziyi doğru tutmanı (adâleti) tavsiye ederim. O zaman, Allah da senin iyiliğini murad eder.”

Şehzâdeliği bu nasihatlerle, sıkı bir eğitim ve mânevî bir havada geçen Sultan Mehmed, şu yüce idealin sahibi olarak kıyamete kadar unutulmayacak bir Fâtih olmuştu:

5 Eylül 2011 Pazartesi

Gerçek Fatih Sultan Mehmet Kimdir?

Gerçek Fatih Sultan Mehmet Kimdir?Çağ açıp çağ kapatan ulu hakan Fatih Sultan Mehmet Han yakında en güzel şekilde burada tanıtılacaktır.

Bu güne değin en çok tıklanılanlar